YARGILANMANIN YENİLENMESİ (İADEİ MUHAKEME) NEDİR?
Mahkeme tarafından verilerek kesinleşen bir hükümle ilgili olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirlenen hallerde (CMK md.311) hükümlü lehine veya aleyhine olarak yeniden yargılama yapılmasına “yargılamanın yenilenmesi” veya “iade-i muhakeme” denilmektedir.
Kesin hükümle sonuçlanmış bir uyuşmazlık kural olarak yeniden yargılama konusu yapılamaz. Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi olağanüstü bir kanun yoludur.
Yeniden yargılanma başvurusu, hükmü veren mahkemeye bir “yargılamanın yenilenmesi dilekçesi” verilerek yapılır.
YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURU SÜRESİ NEDİR?
Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu, talep üzerine işletilir. Talep olmadan mahkemenin kendiliğinden harekete geçerek kesinleşen hüküm ile ilgili yeni bir yargılama yapması mümkün değildir. Hükmün cezaevinde infaz edilip edilmemesi, hükümlünün ölümü, kesinleşen hüküm nedeniyle henüz yakalanmamış olması yargılamanın yenilenmesine engel değildir (CMK md.313).
Yargılamanın yenilenmesi talebi HERHANGİ BİR SÜREYE BAĞLI OLMADAN İLERİ SÜRÜLEBİLİR. Olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Kesinleşen bir hüküm ile ilgili kanuni diğer koşullar varsa her zaman iade-i muhakeme başvurusu yapılabilir.
Kesinleşmiş ceza mahkemesi kararının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bireysel başvuru üzerine; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından sanığın herhangi bir hakkının ihlal edildiğinde, AİHM KARARININ KESİNLEŞMESİNDEN İTİBAREN 1 YIL İÇİNDE, kararı veren mahkemeye başvurularak yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması gerekir. Örneğin, bir ceza davasında adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle 01.01.2017 tarihinde AİHM tarafından verilen ihlal kararı üzerine, sanık daha önce yargılandığı mahkemeye 01.01.2018 tarihine kadar başvurarak yeniden yargılanma talebinde bulunabilir.
YARGILAMANIN YENİLENMESİ İÇİN YENİ DELİL VEYA OLAYLARIN ORTAYA KONULMASI
Yargılamanın yenilenmesi, daha önceki yargılama sırasında ele alınmayan “yeni delil” veya “yeni olay” mevcut olduğunun anlaşılması halinde başvurulan bir kanun yoludur. Yargıtay, “yeni delil” veya “yeni olay” kavramlarını şu şekilde açıklamaktadır (Yargıtay CGK-2014/121 karar):
Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. HÜKMÜ VEREN MAHKEMEYE BİLDİRİLMEMESİ SEBEBİYLE, HÜKÜMDE DİKKATE ALINMAMIŞ OLAN HER OLAY VE DELİL HÜKÜMLÜ TARAFINDAN BİLİNİP BİLİNMEMESİ ÖNEMLİ OLMAKSIZIN “YENİ” OLARAK NİTELENDİRİLMEKTEDİR. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. BU DOĞRULTUDA HÜKMÜ VEREN MAHKEMEYE BİLDİRİLMEDİĞİNDEN YARGILAMA YAPILIRKEN DEĞERLENDİRİLEMEYEN HER TÜRLÜ OLGU VE DELİL DE “YENİ” SAYILMAKTADIR.
DAHA ÖNCEDEN MAHKEMEYE BİLDİRİLEN ANCAK MAHKEME TARAFINDAN DEĞERLENDİRİLEREK İNANDIRICI BULUNMADIĞI İÇİN DİKKATE ALINMAYAN DELİL VE OLGULAR “YENİ” DEĞİLDİR. Buradaki yenilikten anlaşılması gereken taraf bakımından değil, mahkeme bakımından olay ya da delilin yeni olmasıdır. Mahkemece bilinmeyen, incelenmeyen, yargılama konusu yapılmayan ve bu nedenle değerlendirilmeyen deliller “yeni delil veya olay” kapsamındadır. Yenilik açısından önemli olan delil vasfına sahip olacak biçimde içerikteki yeniliktir. Bu nedenle hükümlünün bildiği veya bilmesi gereken bir olay veya delil, mahkemece bilinmiyorsa veya öğrenilmekle birlikte değerlendirilmemişse yargılamanın yenilenmesi nedeni olabilecektir.
Yeni olay ya da delilin yargılamanın yenilenmesi sebebi olması için aynı zamanda “önemli” de olması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile yeni deliller ve olaylar ortaya konulduklarında tek başlarına ya da önceden sunulan delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatini veya daha hafif bir ceza uygulanmasını gerektirecek nitelikte olmalıdır.
Yargılanmanın yenilenmesi talebinin kabule şayan olup olmadığı konusunda şekil şartının yerine getirilmesi yeterli olmayıp, ikame olunan olay ve delillerin önceden ileri sürülmeyen ve tamamen yeni nitelik taşıyan yapıda olması ve tek başına veya diğer deliller birlikte incelendiğinde hükümlü lehine değerlendirmeye ve önceki hükmü değiştirmeye mahkemeyi yönlendirecek ciddiyette bulunması gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan iddialarla, sırf şekli unsurların yeterliliğinden bahisle yargılamanın yenilenmesinde delil toplamaya ya da bu safha aşılarak duruşmalı incelemeye yönelmek kanun koyucunun amacıyla ve olağanüstü kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesinin yapısıyla uyuşmamaktadır. Diğer bir ifade ile yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için kesin hükümden dönülmesini gerektirecek, duruşma açılmasını haklı ve gerekli kılacak ciddiyette yeni delil ve olayların ortaya konulması zorunludur.
HÜKÜMLÜ LEHİNE YARGILAMANIN YENİLENMESİ SEBEPLERİ NELERDİR?
“Yeni delil” veya “yeni olay” ortaya çıkması dışında, kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hallerde “hükümlü lehine” olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
YARGILAMADA SAHTE BELGE KULLANILMASI (CMK MD.311/1-A): Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. Sahteliği ispat edilen belge hükme esas alınmış ise, yeniden yargılanma talebinde bulunulabilir. Sahte belge, duruşmada okunmasına rağmen hükme esas alınmamışsa; yani karara hiçbir etkisi yoksa, bu belge evrakta sahtecilik suçunun konusu olsa bile yeniden yargılanma talebinde bulunulamaz. Sahte belge hükme esas alınmışsa, hem sanığın lehine hem de aleyhine yargılamanın yenilenmesi başvurusu yapılması mümkündür.
GERÇEĞE AYKIRI TANIKLIK VEYA BİLİRKİŞİLİK YAPILMASI (CMK MD.311/1-B): Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa yeniden yargılanma talebinde bulunulabilir. Tanığın yalan söylediği, yani halk arasında kullanıldığı şekliyle yargılamada “yalancı tanıklık” yapıldığının anlaşılması halinde, bu tanıklık önceki yargılamada hükmün oluşmasına da neden olmuşsa, yargılamanın yenilenmesi (iade-i muhakeme) talebinde bulunulabilir.
HAKİMİN GÖREVİNİ YERİNE GETİRİRKEN SUÇ İŞLEMESİ (CMK MD.311/1-C): Hükme katılmış olan hakimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise, yeniden yargılanma (İade-i Muhakeme) talebinde bulunulabilir. Örneğin, Fetö üyesi olduğu iddia edilen hakimlerin görevlerini yaparken örgütlü bir tutum ile hareket ettikleri bilindiğinden, bu hakimlerin verdiği tüm kararlar hukuka aykırı olup yargılamalar yenilenmelidir.
MAHKUMİYET HÜKMÜNÜN DAYANAĞI OLAN BAŞKA BİR HÜKMÜN ORTADAN KALKMASI (CMK MD.311/1-D): Ceza hükmü, hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise, hükümlü yeniden yargılanma talebinde bulunabilir. Ceza yargılamasında, delil serbestisi ilkesi mevcuttur. Bu nedenle, başka bir mahkeme tarafından verilen karar da ceza mahkemesi tarafından delil kabul edilerek hükme esas alınabilir. Ancak, ceza mahkemesi tarafından hükme esas alınan başka mahkemenin kararı, herhangi bir nedenle ortadan kalkarsa yeniden yargılanma (iadei muhakeme) başvurusunda bulunulabilir. Örneğin, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bir kimsenin yaşının 19 olduğu tespit edilip Ağır Ceza Mahkemesi de hukuk mahkemesinin bu kararı nedeniyle sanığın yaşını 19 kabul ederek ceza uyguladıktan sonra; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının yanlış olduğu, sanığın yaşının 17 olduğu anlaşıldığında, yeni yaşa göre ceza indirimi yapılması gerektiğinden hükümlü tarafından yeniden yargılanma (iadei muhakeme) başvurusunda bulunulabilir.
AİHM KARARI İLE HAK İHLALİNİN TESPİT EDİLMESİ (CMK MD.311/1-F): Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
HÜKMÜN İNFAZ EDİLMİŞ OLMASI VEYA HÜKÜMLÜNÜN ÖLÜMÜ, YARGILAMANIN YENİLENMESİ İSTEMİNE ENGEL OLMAZ. Bu durumda ölenin eşi, üstsoyu, altsoyu, kardeşleri yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilirler. Bu kişilerin yokluğu hâlinde, Adalet Bakanı da yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunabilir.
YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSU HÜKMÜN İNFAZINI DURDURUR MU?
Kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı kural olarak infaz edilmelidir. Yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bulunulması kendiliğinden hükmün infazının ertelenmesine neden olmaz. Ancak yeniden yargılanma talebini değerlendiren mahkeme, olayın veya yeniden yargılama başvurusunun özelliklerine göre infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir (CMK md.312).
KISACA : İNFAZI DURDURMAZ ANCAK MAHKEMEDEN TALEP EDİLEBİLİR.
HANGİ HALLERDE YARGILAMANIN YENİLENMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR?
Bazı hallerde yeniden yargılama başvurusu yapılması mümkün değildir (CMK md.315):
Hükümlünün mahkum olduğu kanun maddesinin alt ve üst sınırları arasında cezanın indirilmesi veya arttırılması, yani sadece cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Ancak, hükümlünün mahkum olduğu SUÇ VASFININ DEĞİŞMESİNİ SAĞLAMAK ÜZERE YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSU YAPILABİLİR. Örneğin, TCK md. 204 gereği resmi evrakta sahtecilik suçu nedeniyle 3 yıl ceza alan bir kimse, sadece 2 yıl ceza alması gerektiğini ileri sürerek yeniden yargılanma talebinde bulunamaz. Ancak, eylemi sabit olan ve suç vasfı hırsızlık olarak kabul edilen bir kimse, suçun güveni kötüye kullanma suçu olarak nitelendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yeniden yargılanma talebinde bulunabilir.
Mahkumiyet hükmündeki hatanın yargılama yapma dışında, başka yolardan giderilmesi mümkünse yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna gidilemez.
YARGILAMANIN YENİLENMESİ BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
Yeniden yargılanma talebi, bunun kanuni nedenleri ile dayandığı delilleri içermelidir (CMK md.317).
Yargılamanın yenilenmesi başvurusu, kesinleşmiş mahkumiyet hükmünü veren mahkemeye yapılır.
Yargılanmanın yenilenmesi talebini alan mahkeme, talebin kabule şayan olup olmadığını değerlendirirken önceki yargılamaya katılmamış hakim veya hakimlerden oluşmalıdır. Önceki yargılamada görev alan hakimler aynı mahkemede görevine devam ediyorsa, diğer mahkemelerden hakim temin edilmeli veya bir heyet oluşturulmalıdır (Yargıtay 1. CD -Karar: 2010/4).
Örneğin, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve kesinleşen bir hükme karşı aynı mahkemede yapılan yargılamanın yenilenmesi istemi değerlendirilirken diğer mahkemelerden (örn, 3. veya 4. Ağır Ceza Mahkemesinden) bu mahkemeye hakim görevlendirilmelidir. Örneğimizde, hakimler farklı mahkemelerden olsa bile, karar İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi adına verilecektir. Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına dair olan karar, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir.
Yargıtay, yerel mahkeme kararını temyiz aşamasında düzelterek onama kararı verse bile, Yargıtay’ın doğrudan hüküm kurduğu hallerde de yeniden yargılanma talebi hükmü vermiş olan yerel mahkemeye yapılır.
3. Ceza Dairesi 2015/30297 E. , 2015/31958 K.
BASİT YARALAMA
YARGILANMANIN YENİLENMESİ
ADİL YARGILANMA HAKKI
"İçtihat Metni"
Basit yaralama suçundan sanık A.. Ö..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 17/04/2014 tarihli ve 2012/281 esas, 2014/235 sayılı kararını müteakip, sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, aynı Mahkemenin 24/11/2014 tarihli ve 2012/281 esas, 2014/235 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/02/2015 tarihli ve 2015/50 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 31.08.2015 tarih ve 2015/17652 – 57186 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 15.09.2015 tarih ve 2015/305137 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesindeki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” şeklindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren Hâkim M...D.. M..’un olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşlerinin etkisi altında kalabileceği, bu sebeple adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/02/2015 tarihli ve 2015/50 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4.maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 11.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
댓글